Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yılmaz hoca ile keyifli bir röportaj

Anagold 24 Erzincanspor’u profesyonel liglere taşıyan, geçtiğimiz sezonda Ulalarspor’la başarılı skorlara imza atan Teknik Direktör Yılmaz Toyran, spor camiasında bir çekememezlik, birbirine tahammül edememe şeklindeki yapıyı yıkarak birbirimizi sevmeyi, birbirimize saygı duymayı öğrenmeliyiz artık dedi.

Anagold 24 Erzincanspor’u profesyonel

İbrahim Gürler

O, Doğunun en tanınım futbolcularından biriydi. Antrenör olarak ta bir çok profesyonel kulüpte görev yapan Yılmaz Toyran, en büyük başarısını ve çıkışını Anagold 24 Erzincanspor (Refahiye) ile yaşadı. Toyran, Erzincan temsilcisini BAL’dan 3. Lige çıkardı.

Futbolda hedefleri ve idealleri olan Ulalarspor ‘un başarılı Teknik Patronu Yılmaz Toyran, bir koltukta birden çok karpuz taşıyor. TÜFAD Erzincan Şube Başkanlığını, Erzincan Avcılar ve Atıcılar Spor İhtisas Kulübü Başkanlığını yürüten Toyran, aynı zamanda profesyonel bir motosikletçi, avcı, off-road’cu, at sevdalısı, tam bir çevre ve doğa hayranı.

Erzincanspor’da yıllarca top koşturup daha sonra antrenörlük yapan Erzincan’ın evladı Yılmaz Toyran, hoca ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İşte Yılmaz hoca ile yaptığımız röportajdan kesitler.

İ. GÜRLER: Yılmaz Toyran kimdir?

Yılmaz TOYRAN: “Ben 1965 Erzincan doğumlu bir futbol adamıyım. 1982-1983 futbol sezonunda profesyonel futbolculuk hayatıma başladım. 1993’te jübile yaptım. Erzincanspor’dan, Kırıkkalespor’a transfer oldum. Ardından da yeniden Erzincanspor’a döndüm. Uzun yıllar formasını giydiğim şehrimin takımda kaptanlık görevinde bulundum. Eşim Özlem hanımla 1990 yılında evlendim. Özge ve Büşra adında iki kızım var. Futbolu bıraktıktan sonra da uzun yıllar bir çok takımda antrenörlük yaptım. Sonra döndüm geldim eski adıyla Refahiyespor olan Anagold 24 Erzincanspor’u BAL’da şampiyon yaparak 3. Lige çıkardım.”

İ. GÜRLER: Yılmaz hocam, çocuklarınız da sporcu, bu konuda görüşleriniz nedir?

Yılmaz TOYRAN: “Evet ben bir eski sporcuyum ve şu an spor adamıyım. Kızlarımdan Büşra okudu fizyoterapist oldu. Özge ise milli badmintoncu ve aynı zamanda öğretmen kendisinin Dünya ve Avrupa dereceleri var. İnşallah ülkemiz adına daha büyük başarılara imza atar ve bayrağımızı Avrupa’da dalgalandırmaya devam eder. Ben çocukların spor yapmasını destekleyen babalardan biriyim. Çünkü spora giden çocuklar zararlı ve kötü alışkanlıklardan uzak durarak. Kendi otokontrollerini sağlayabiliyor”

İ. GÜRLER: Yılmaz Hocam, bir Beşiktaş maceranız var yanlış hatırlamıyorsam ?

Yılmaz TOYRAN: “Ben yıllarca futbol oynadım, savaşçı biriydim, göze hoş gelen bir futbol sergilediğimi de düşünüyorum. Beşiktaş’ın seçmeleri vardı. Binlerce isim arasından Serpil Hamdi Tüzün hoca beni seçti. Ancak o dönem lisans problemini çözemediğimiz için Beşiktaş’a transferim gerçekleşmedi. Ama Siyah-beyazlı kulüpte uzun süre antrenmanlara çıktım. 1990-1991 yılında hocamız Ali Kemal Özcan aracılığı ile Trabzonspor istedi ama askere gidince olmadı. Hatayspor’da o dönem istedi ama evlilik aşamasında olunca gidemedim.

İ. GÜRLER: Hangi takımlısınız?

Yılmaz TOYRAN: “Ben bir futbol adamıyım. Siyasetle işim olmaz. Spor benim hayatım. Ben şu takım veya bu takım taraftarı değilim. Tabi Beşiktaş’la haşır neşir olduğum için Beşiktaş’ı seviyorum. Ama ben bir Milli takımın fanatik taraftarıyım. A Milli takımımızın ve diğer milli takımlarımızın maçlarını kaçırmam. Rengim Ay-yıldız.”

İ. GÜRLER: Hocam, motosiklete binmeyi seviyorsunuz herhalde?

Yılmaz TOYRAN: “Futbol dışı zamanlarımda motosiklet binmeyi ve avcılık yapmayı seviyorum. Aslında bir çok hobim var. Çevre ve doğu tutkunu bir insanım. At binmeyi, Balık tutmayı, yüzmeyi seviyorum. Dalış yapıyorum. Özellikle profesyonel bir motosiklet sürücüsüyüm. Motositletinen bırakın uzun yolculuğu yurt dışı seyahatine bile çıktım.”

İ. GÜRLER : Hocam, av merakı nerede geliyor?

Yılmaz TOYRAN: “Doğayı, çevreyi ve yürümeyi seviyorum. Merakım olduğu içinde avcılığa başladım. Şu an profesyonel avcıyım. Aktif spor dışında avcılık yapıyorum. Avcılık vurmak, kırmak demek değildir. Kalabalık ortamlardan uzak kalmak. Doğa ile baş başa kalmak için ava çıkıyorum. Futbol maçlarının stresinden uzaklaşmak için bunu yapıyorum.” Tabi bu aktiviteleri çalışmadığım dönemler dinlenme amacı ile yapılan ve kalabalıktan uzaklaşmak için kendimi resetlediğim aktivitelerdir”

İ. GÜRLER : Yılmaz hocam avcılık zor olmuyor mu?

Yılmaz TOYRAN: “Belirttiğim gibi, avcılık vurmak kırmak değildir. Biz ava gideriz ama doğayı ve hayvanları bizden çok koruyan olmaz. Dağ Keçilerini çok severim. Dağların kralı Tekelerdir. Bir tane keklik avlar, onu da av yerinde pişirip yerim. Para ile de çok et alabilirim, ama onun lezzeti başka. Ben sporcuyum, avda hayvanların peşinden koşup spor yapıyorum. Av benim için aracı olmasa, dağda iki metre bile koşmam ama av merakı sana spor yaptırıyor. Nerden koşarsam hayvanın önüne geçerim, nasıl yapsam hayvanı yakalarım, planları yapıyorsun. Süper mücadele. Bu da sağlıklı ve zinde kalmak için çok önemli.- Ayrıca stres atıyoruz. Köpeğimle birlikte doğada yalnız kalıyorum.

Bazen de Erzincan Valiliğinin izni ile köylüye, çiftçiye zarar veren domuzları avlıyoruz. Avcılık katliam yapmak değildir. İnsanlara yardımcı olmak da lazım. Profesyonel avcı olduğumuz için Valiliğimiz bizden köylüye ve çiftçiye zarar veren domuzları avlamamızı istiyor. Bizde Valiliğimizin izni ile bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz Erzincanlı avcılar olarak yılda en az 8-10 ton doğaya yem bırakarak yaban hayata destek veriyoruz.”

İ. GÜRLER :Hocam futbol ile ilgili hedefiniz?

Yılmaz TOYRAN: “Antrenörlükte hedeflerim var, tabi ki; bir proje takımı ile BAL’dan Süper Lige kadar yükselmek. Altınordu FK projesi gibi. Tabi Ulularspor’da bu potansiyel var. Bir kere futbolu bilen süper bir kulüp başkanımız var. Murat Polat başkanımızda benimle aynı görüşte. Özellikle Ulalarspor’un başına geçtikten sonra çok başarılı sonuçlar aldık. Ama çok istediğimiz 3. Lige çıkamadık . İnşallah Murat Polat başkanımızla birlikte Altınordu örneği Ulalarspor’u üst liglere taşırız.”

İ. GÜRLER: Erzincan’da Futbolun gelişmesi için neler yapılmalı ?

Yılmaz TOYRAN: Aslında Türk Futbolunun önündeki en büyük tehlike alt yapıya önem vermemek. Görüyoruz astronomik rakamlara transfer yapanlar mali olarak çıkmazın içindeler. Buda bize alt yapısı güçlü takımların her zaman ayakta kalacağını gösteriyor.

Erzincan özelinde de bütün amatör takımların alt yapıya yönelmesi gerekmektedir. Alt yapılar uzun vadeli bir yatırım olmasından dolayı kimsenin bu işin üstüne düşmediğini görüyoruz. Ama bu alt yapı çok önemli, bunun en iyi örneğini Ülkemizde Altınorudu sergiliyor.

Yeteneğin nerede ne zaman çıkacağı belli olmaz. Kimi köyde çıkar, kimi mahalle arasında çıkar, kimi ilçede çıkar, kimi şehirde çıkar. Alt yapıya yönelen her takımdan mutlaka 1-2 tane yetenek çıkacaktır. Buda Erzincan’da futbolun gelişmesine katkı sunacaktır. Biz Refahiyesporu 3. Lige çıkarttığımızda takımdaki 22 sporcunun Erzincanlı olduğu hatırlatmak isterim, buda bize gösteriyor ki Erzincan’da yetenekli çocuklar var. Artık Erzincanlı sahada kendi çocuğunu izlemeli.”

İ. GÜRLER: Hocam son olarak Erzincan’daki spor camiasına bir mesajınız var mı ?

Yılmaz TOYRAN: “Maalesef Erzincan’da spor camiasında bir çekememezlik, birbirine tahammül edememe şeklinde bir yapı var. Artık bu yapıyı kırmalıyız. Birbirimizi sevmeyi, birbirimize saygı duymayı, yapılan işe saygı duymayı öğrenmeliyiz. TÜFAD Erzincan Şubesi olarak da İlimizde sporun daha iyi yerlere gelmesi için üretilecek her türlü olumlu fikre destek olmaya hazırız. Biz bütün spor adamlarını çok seviyor ve önemsiyoruz”.

İ. GÜRLER: Hocam keyifli bir röportaj oldu, vakit ayırdığınız teşekkürler. Yeni sezonda başarılar dilerim.