Son günlerde ülke gündemini sarsan sahte diploma skandalları sadece eğitim sistemimizin değil toplum olarak değer verdiğimiz kavramların da sorgulanmasına neden oldu.
Bir kağıt parçasına insanların yıllarca verdiği emeğin uykusuz geçen gecelerin, kazanılan sınavların alın terinin hiçe sayılması kabul edilemez.
Eğitim bir milletin geleceğini inşa eden en temel taştır. Ne yazık ki bu durum sadece bireysel bir ahlak sorunu değil, sistemin zaaflarından faydalanarak kısa yoldan bir yerlere gelme hevesinin de göstergesi.
Gerçek diplomalar, yalnızca bir mezuniyet belgesi değil, kararlığın disiplinin ve emeğin belgesidir. Sahte olanlar ise sahte bir kariyerin , sahte bir güvenin ve en önemlisi toplumum vicdanında asla kapanmayacak yaranın sembolüdür.
Sahte diplomalarla makam sahibi olanlar, belki bir süre kendilerini kandırabilir ama o koltuklara gerçekten hak ederek ulaşanların yanında daima eksik kalacaktır çünkü bilgi yalnızca yazılı belgede değil davranışta, duruşta ve üretkenlikle kendini belli eder.s
Bu noktada toplum olarak sadece haberlerde değil, hayatın içinde de sorgulayıcı olmak zorundayız. Her meslekte her kurumda liyakati aramak kakkı olanın hakkını vermek ve emeği yücelten bir kültür oluşturmak zorundayız.
Unutmayalım ki sahte diplomalar bir kağıt olabilir ama doğurduğu adaletsizlik gerçektir.
Ve biz bu gerçekle yüzleşmeye mecburuz.