Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İbrahim Gürler

GEZİ-YORUM YAZI-YORUM

Federal Almanya Cumhuriyetinin Ankara Büyükelçiliği tarafından organize edilen programa Türkiye’den davet edilen 8 gazeteciyle Başkent Berlin’e hareket ettik.

Ekim ayında Ankara Büyükelçiliğinin kutladığı milli günleri için de Türkiye’nin değişik illerinden 21 gazeteci arkadaş davet edilmiştik. Bu kez daha az sayıda gazetecinin davet edildiği programa  Gaziantep basının duayen ismi Ökkes Özekşi, Şanlıurfa’dan deneyimli bir gazeteci abimiz Mustafa Arısüt, Ankara’dan Trabzon Taka Gazetesi Ankara Temsilcisi Tacettin Çebi, Bursa’dan Olay Gazetesinden sorduğu sorular ile mesleğine ne kadar hakim olduğunu gösteren  Gülinay Selçuk,  Antalya’dan MYGazete’den henüz mesleğin başında olan Bilge Ateş kardeşimiz, Kars’tan Tacettin Durmuş(small Tacettin), Eskişehir’den Sakarya Gazetesinin deneyimli ismi İstihbarat Şefi Çağlar Özyazıcı ve Erzincan’dan ise Kazankaya Gazetesi Muhabiri olarak şahsım katılım sağladık.  Tabi ki program boyunca biz eşlik eden Federal Almanya Cumhuriyetinin Ankara Büyükelçiliği personelleri Ute Eke, çevirmen Ayşegül hanım , Rehberimiz Till Thaler ile Berlin ve Hamburg’da çok verimli görüşmeler yaptık.

İlk olarak Berlin’e ayak bastığımız gün, Taz (Dıe Tageszeıtung) Gazetesini Ziyaret ederek Yazı işleri müdürü Georg Löwısch ile “Sağ hareket,  İklim Hareketi,  Medya ve 2019 yılının iki büyük konusu” konulu  görüşme yapılarak karşılıklı soru-cevaplarla programı tamamladık.  41 Yıllık bir Ulusal gazete olan Taz gazetesinin en önemli özelliği ise kooperatifleşerek 19 Bin 730 ortağının bulunması.  Ulusal gazete olmasına rağmen haftalık olarakta yerel gazete çıkarıyor. 300 personelin bulunduğu gazetede 180 gazeteci görev yapıyor.  

Programın ikinci gününde ise Alman Dışişleri Bakanlığı’nı Ziyaret ederek Kuzey Amerika, Avrupa, Rusya, Türkiye, Orta Asya, Kafkasya ve Alman Azınlıklarla Kültür ve Medya İlişkileri Dairesi Başkanı Sylvıa Groneık ve Türkiye ve EFTA Ülkeleri Dairesi Başkan Yardımcısı Chrıstına Busche ile Türkiye üzerine uzun bir görüşme yaptık.

Daha sonra ise Alman Parlamentosuna giderek, Türk-Alman Parlamenterler Grubu Başkanı Milletvekili Sevim Dağdelen (Erzincanlı) ile görüşme yaparak  “21. Yüzyılda Almanya ve Türkiye” ilişkileri üzerinde uzun uzadıya sohbet gerçekleştirdik.  Yapılan bu görüşmeden sonra Rehber Serap Erkan eşliğinde Berlin Şehir Turu yaparak Almanya’nın tarihine ne kadar önem verdiğini görme fırsatı yakaladık.  Şehir turunun ardından ise tekrar ise bir gazete ziyareti daha gerçekleştirdik.  Bu kez Berlıner Verlag yayınevini ziyaret ederek, Berliner Zeitung Gazetesi yazı işleri müdürü Jochen Arntz  ile Habercilik sanatı ve 21. Yüzyıla hazır olmak” konulu görüşme gerçekleştirerek 2’nci günü sonlandırdık.

Çok yoğun geçen programın üçüncü gününde Desıgn Offıcede  Yerel Gazetecilik ve İşbirliği Ağı konusunda uzman  Justus Von Danıels ile görüşme gerçekleştirerek  Correctiv – Yerel araştırmalar ağı, “Haber odasında bilgi akışı, bilgilerin teyidi ve sosyal medyanın düzenlenmesi” konularında verimli bir bilgi akışı oldu. Daha sonra ise Beyond the editing officede  Gazetecilikte kalite ve araştırma üzerine çalışan sivil toplum örgütü Genel Müdür’ü  Günter Bartsch ile bir görüşme fırsatı bulduk.Yapılan bu görüşmelerin ardından  güzel bir tren yolcuğu ile Potsdam şehrine hareket ederek,  Potsdamer Neueste Nachrıchten” Gazetesini ziyaret ederek, Yazı İşleri MüdürüSabıne Schıcketanz hanımefendi ile görüşme gerçekleştirerek, “Vatandaşın ve günlük hayatın yanında metropollerin ötesinde yerel gazetecilik”  konusunda bilgi alışverişinde bulunuldu. Burada 180 bin nüfuslu bir şehirde 10 bin tirajlı yerel bir gazetenin günlük işleyişi hakkında bilgiler edindik. Gazete genellikle siyasi içerikli haberlerin yanı sıra spor ve kültür sanat haberlerine de yer veriyor. Yazı İşleri Müdürü Sabıne Schıcketanz, burada Türkler hayatın bir parçasıdır diyerek bizleri uğurluyor. Akşam yemeğini ise Chamäleon tiyatrosunda “Out Of Chaos” adlı muhteşem bir gösteri izleyerek yeme fırsatı bularak günü tamamladık.

4. güne de Berlın Medya Kuruluşlarının Ortak Merkezi’ni Ziyaret edip “Almanya’da medya regülasyonu ve mevzuatı” hakkında konusunda uzman Bernd Malzanını ile görüşme ile bir görüşme gerçekleştirdik.  Bu kurum Almanya’nın RTÜK’ü konumundaki bir kurum tek farkı, yayın kapatma cezası olmasına rağmen şimdiye kadar hiç vermemişler, ayrıca görev yapan Yönetim Kurulu üyeleri de maaş almıyorlar. Bernd Malzanını’nın verdiği bilgilere göre 81 Milyon nüfusu ve 16 Eyaleti bulunan Almanya’da toplanan vergilerden  bu kurumun yıllık 8.2 Milyar Euro geliri var. Ve 16 eyaletin 14’ünde Şubeleri bulunuyor. Denetleme kurulunda görev yapanlar toplumun her kesiminden gelen kişilerden oluşuyor. Daha sonra  Verdi Sendikasında Alman Gazeteciler Birliği’ni Ziyaret ederek, “Düşen tirajlar karşısında gazetecilik mesleği” konusunda Medya ve Yayınıcılık Genel Müdürü Cornelıa Berger ile uzun ve keyifli bir görüşme gerçekleştirdik.  Bu sendikanın 27 bin gazeteci üyesi bulunuyor.  Gazetecilerin yaşadıkları her türlü olumsuzluklarda arkasında dağ gibi duruveriyor. Bu durumda gazeteciyi daha güçlü kılıyor. Yapılan bu ziyaretin ardından  “Prenzelberger Ansıchten” Mahalle Gazetesi  Muhabiri Rolf Gänsrıch ile görüşme gerçekleştirdik. Mahalle gazetesi olmasından dolayı mahallede de bir mahallede yürüyüş planlansa da yağan yağmurdan dolayı gerçekleştiremedik.

Artık günün son programı Türk Büyükelçiliği’nde Resepsiyon etkinliği için yola çıktık. Bütün arkadaşlarda yorgunluk hakimken, Büyükelçiliğin önünde ışıklı Türk bayrağını gördüğümüzde bütün yorgunluğumuz bir anda gitti. 

Büyükelçi Ali Kemal Aydın, yoğun iş temposu nedeniyle kısa bir hoş geldin görüşmesi yapıp ekiple fotoğraf çekilip aramızda ayrıldı. Kendisin Erzincanlı olması ve bir çok Kargınlı hemşerisinin selamını iletmek üzere bende ekipten ayrılıp odasına doğru yönelerek baş başa kısa bir görüşme gerçekleştirme fırsatı bulduk. (Büyükelçimiz Ali Kemal Aydın’ın bütün Erzincan’a selamını da ileteyim.) daha sonra ise güzel Türk çayı eşliğinde Elçilik Müsteşarı Umut Topcuoglu, Emre Genctug ve Elçilik Basın Müşaviri Refık Sogukoglu ile Türk – Alman ilişkileri hakkında uzun uzadıya bir görüşme gerçekleştirerek günü bitirdik.

Programın 5. Gününde ise Neue Deutsche Medıenmacher Derneğini ziyaret edip Türk asıllı gazeteci Hasan Gökkaya ile verimsiz bir görüşme gerçekleştirip ardından Berlin’den ayrılarak 2 saatlik Hızlı tren yolculuğuyla Hamburg şehrine vardık.  Konaklama yaptığımız otele yerleştikten sonra  Hamburg’un “Hınz & Kunzt” adındaki sokak dergisinin ziyaret ederek Yazı işleri müdürü Bırgıt Müller ile görüş alış-verişinde bulunduk.   Hinz & Kunz Almanya’nın en yüksek tirajlı kamu yararına çalışan sokak dergisi, bu derginin en büyük özeliği ise satışı sokakta yaşayan vatandaşlar tarafından yapılması.  Aylık 90 Bin tirajı olan bu derginin satışı sokakta yaşayan 530 kişi tarafından yapılması.  26 yıl önce bir kilise vakfı tarafından evi olmayan evsizlerin satış yaparak para kazanması amacıyla kurulan bu dergi her yıl başarısını artırarak yeni projelere imza atıyor.  Düzenlenen etkinliğin son gününde ise  Haftalık “Dıe Zeıt” Gazetesini ziyaret edip edip, Hamburg redaktörü Florıan Zınnecker ile görüşme gerçekleştirdik. Daha sonra ise Hamburger Abendblatt Gazetesini ziyaret edilerek Hamburg redaksiyonu müdürü Insa Gall  ile gazetecilikte yeni bir format olan  “Podcast  hakkında bilgiler alarak oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. 6 gün süren oldukça yorucu ve dolu dolu geçen programın sonunda ise yorgunluğumuzu atacak olan Liman turuna başladık.

SAĞIM SOLUM SU

Ülkenin en büyük liman kenti, global ticaretin önemli durağı Hamburg’a gidip de liman turu yapmadan sakın dönmeyin derim.   İki büyük su kütlesiyle iç içe olan Hamburg, Ortasındaki Alster Gölü ve Kuzey Denizi’ne açılan kargo gemisi yolu Elbe Nehri. Gölün güney kıyısındaki Jungfernstieg semti, şehri keşfe başlamak için ideal nokta.

 

Alster Gölü’nü Jungfernstieg’dan kalkan teknelerle keşfe çıkarken  karşınıza Çelik vapur adı verilen  Rickmer Rickmers tüm heybetiyle misafirlerini karşılıyor. . Bir zamanlar Hong Kong ve Şili’ye sefer yapan 121 yıllık çelik tekneyi ziyaret ederseniz (biz edemedik) kuşaklar boyunca denizdeki yaşama tanık olacaksınız.

Çelik vapur’un hemen yanı başında başlayan, Liman turunda  Cepheleri kırmızı tuğla kaplı ve süslemeli, yapılar ardı ardına diziliyor. İçlerinde en ünlüsü üçgen geometrisiyle sivrilen Chilehaus. Yakınlardaki Speicherstadt eskiden depo bölgesiydi. Dev neo gotik kırmızı tuğla yapılar kanal boyunca uzanıyor. Bir zamanlar gemiler buraya yanaşırmış.

GÖZALICI KONSER SALONU

Avrupa şehirlerindeki en büyük yeniden canlandırma projelerinden biri geçmişte Hamburg Limanı’nın bulunduğu bölgede sürdürülüyor. Hafencity’nin batı ucunda gözalıcı konser salonu Elbphilharmonie inşa edildi. İsviçreli Herzog & de Meuron’ın tasarladığı bina Ocak ayında açılmış dışarıdan tüm heybeti ile misafirlerinin gözlerini kamaştıran binaya halk Elphi adını takmış.  Yapılan Liman gezisinde ayrıca devasa yük gemileri ve tersaneler liman boyunca yolculuğa eşlik etmesinin ardından Liman turu da sona ererken artık valizleri toplamanın zamanı geldi.

Yapılan bu bir haftalık seyahatten ise kısaca şu konu başlıklarını çıkarabiliriz.

Almanlar müthiş disiplinle çalışıyorlar.

Yayaya ve bisikletliye saygı ön planda.

Almanlar tarihe çok iyi sahip çıkmışlar.

Toplu taşıma oldukça yoğun kullanılıyor. Trafiğin yükünü tren ve tramvaylar çekiyor.

Türkler İle Almanlar arasında gerginlik 3’ncü  Ülkelerden dolayı artmış durumda.

Alman Yerel ve Ulusal basını çok güçlü. Çok kolay Kamuoyu oluşturabiliyorlar.

Basında dijitalleşme şart. Kâğıt baskı önümüzdeki 20 yıla kalmadan bitecek gibi görünüyor.

Alman Basını Türkiye’de ifade ve Basın Özgürlüğünün olmadığını savunuyor.

KALIN SAĞLICAKLA

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER