Yıllardır bu topraklarda yankılanan silah seslerinin yerini çocuk kahkahaları alsa,anneler artık evlat nöbeti tutmasa asker cenazeleriyle yürekler yanmasa.. . Ne güzel olurdu değil mi? İşte şimdi bu hayal yeniden kapımızda.
PKK’nın silah bırakması kamu oyunda yankı uyandırdı. Ancak zihinler tek bir soru var ? Bu defa geçekten mi bitti ?
Türkiye terörle mücadelede büyük bedeller ödedi şehitler verdik , ocaklar söndü bu acının bu mücadelenin hiç bir aması yok ancak burada sadece silahların susmasıyla değil kalplerin yumuşamasıyla mümkündür.
PKK’nın silah bırakması yalnızca bir örgütsel karar değil aynı zamanda bir zihinsel değişikliğin işaret fişeği olmalıdır. Elbette ki temkinli olmak gerek bu tür süreçlere provokasyonlar sabote girişimleri samimiyetsiz manevralar olabilir ancak bu toplum barışa inanmak zorunda.Çünkü savaşın kazananı yoktur, barışın kaybedeni olmaz.
Devlete düşen görev süreci akıl , sabır ve adaletle yönetmektir.
Topluma düşen ise geçmişin öfkesinden beslenmeden yarını kuracak bi anlayışla hareket etmektir. Silahlar gömülüyorsa nefret dili ile gömülmeli şimdi artık konuşma dinleme ve birlikte yaşama zamanı.
