Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ata’mızın Gözleri Yine Işıl Işıl

Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde Ata’mızın Gözleri Yine Işıl Işıl

Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde

Erzincan Keşiş Dağı’na 1982 yılında Ressam Mustafa Aydemir tarafından 30 günde 3 bin gönüllü askerle yapılan Atatürk Portresi yenilendi.

Uzaydan görülebilen, Dünyanın en büyük ve 100 sıra dışı sanat eserinden biri olarak kabul edilen Portre, aradan geçen 41 yılda Erzincan’ın simgesi haline geldi.

Yenileme çalışmaları için 26 Ağustos 2023 tarihinde Erzincan Keşiş Dağında bulunan ATA TEPE’ ye ekibiyle birlikte çıkan Ressam Mustafa Aydemir, iki aylık bir çalışma sonunda Portrenin Çelik Betonarmeye alınarak yenileme işini tamamladı ve Cumhuriyet’imizin 100. Kuruluş Yıldönümü olan 29 Ekim 2023 tarihine yetiştirdi.

Günde ortalama 35 kişinin çalıştığı şantiyede, dağın zeminine 20 binin üzerinde çelik kazık çakıldı ve çelik hasırların yanı sıra 4 bin ton beton kullanıldı.

Bu çalışmaya Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu ile Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun Ressama şantiye desteği sağladılar.

Portrenin tüm mali giderleri ise Ressamın İstanbul’daki iş adamı dostları; Kaptan Mustafa Can, Ali Üstay, Mehmet Özbakır ve Şükrü Ergün tarafından karşılandı.

Portrenin açılışı Erzincan Valiliği, Erzincan Belediyesi ve 3. Ordu Komutanlığı birlikteliği ile 29 Ekim 2023 Pazar günü Saat 14.oo’te “Halk- Devlet- Ordu El Ele” sloganıyla, 59. Topçu Tugayı tören alanında yapılacak şekilde planlandı.

PORTRENİN KISA HİKÂYESİ

Bu portre 1982 yılında Ressam Mustafa Aydemir Tarafından 30 günde 3000 gönüllü askerle yapıldı.

176 metre uzunluğunda, 7565 metrekare büyüklüğünde ve 1000 ton ağırlığındaki bu dev eserin taşları dağlardan, boyaları atıklardan sağlandı ve yapımında hiç para harcanmadı. ( Ki ressamın iddiası da buydu)

Askerliği sırasında o dağda bu portreyi hayal edip yapan ressam, portrenin bitiminde paşanın emrine rağmen (o artık milletimindir diyerek ) portreye imzasını atmadı, ödül olarak kendisine sunulan terhisi de kullanmadı.

Portre 2009 yılında ABD Washington’da bulunan Smithsonian Müzesinin sanat küratörleri tarafından dünyanın en büyük ve 100 sıra dışı sanat eserinden biri seçilerek televizyon belgeseli yapıldı.

Ressam 2010 yılında Prof. Dr. Turan Yazgan’ın ricası üzerine dağda tuttuğu günlüklerden portrenin ilginç yapım macerasını anlatan kitabini yazdı. Ve bunu “Dağdan Bakan Gözler ” adıyla aynı yıl yayınladı.

Portre 2018 yılında dağda Atatürk düşmanlarının saldırısına uğradı. Portreyi oluşturan harçla tutturulmuş 40 cm yüksekliğindeki taşlar tok tek temellerine kadar sökülerek alındı. 2017 yılında Başbakan Binali Yıldırım’ın daveti üzerine Erzincan’a gelen ressam İl özel idaresinin sağladığı 14 kişilik ekiple 15 günde 30 Ağustos 2017 tarihine kadar portrenin tadilatını yaptı. Fakat Ressamın yaptığı bu ikinci çizim toprağın üzerine geçici bir makyajdı ve eserin mutlaka çelik betonarmeye alınarak bir daha sökülemez hale getirilmesi gereği vardı. Ne yazık ki bu (sürekli bütçe bahane edilerek ) günümüze kadar bir türlü sağlanamadı.

2023 yılında Ressam İstanbul’da ki dostlarından sağladığı maddi imkânlarla tekrar Erzincan ‘a geldi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’nun şantiye desteği ile dağda 3. kez çalışmalarına başladı. Ressamın şimdi ki en büyük arzusu artık dünyaya mal olmuş bu ölümsüz dev eseri Cumhuriyetimizin 100. Yıl kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim 2023 tarihine yetiştirmek, 41 yıl sonra da olsa bu defa portrenin gece aydınlatmasını da mutlaka gerçekleştirmektir. Uzaydan görülebilen dünyanın en büyük portresi olarak ünlenen ve artık kentin bir simgesi haline gelen portre, bu 3. ve son çalışma ile gelecek kuşaklarımıza da aktarılmış olacaktır.

Portrenin 1982 de ki ilk yapımında Türkiye’nin her köşesinden gelip burada vatani görevini yapan gençlerimizin (Hem de eğitimlerini dahi aksatmadan) bu dağda Ataları için çok zor şartlarda gönüllü çalışması milletimiz adına çok anlamlı ve de çok kıymetlidir.

Ressama göre dağlara (bir Türk Mührü olarak ) çakılan bu dev eser, özgürlüğümüzü borçlu olduğumuz Ata’mıza küçük bir minnet ifadesinin dışında, bu portre örneğinde olduğu gibi milletimizin gerektiğinde bir araya gelebilmesi, imecesi ve her türlü imkânsızlıklara rağmen yoktan var edebilme başarısının da bir örneğidir.